Bandırma Belediyesi ve Onyedi Eylül Üniversitesi’nin iş birliğiyle düzenlenen panelde “İsmet İnönü” ölümünün 49. yılında anıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı ve 2. Cumhurbaşkanı İsmet Önünü, ölümünün 49. Yılında aynı adla düzenlenen panel ile anıldı. Bandırma Belediyesi ve Onyedi Eylül Üniversitesi’nin iş birliğiyle düzenlenen panel Santral Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Panele Bandırma Belediye Başkan Yardımcısı Aydın Yağar, Onyedi Eylül Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekai Mete, Bandırma Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Moderatörlüğünü Onyedi Eylül Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Resul Yavuz’un yaptığı panelde, Onyedi Eylül Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karayaman, Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakkı Uyar ve İzmir Demokrasi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beral Alacı konuşmacı olarak yer aldılar.
Onyedi Eylül Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Resul Yavuz, gerçekleştirdiği açılış konuşmasıyla paneli açtı. İsmet İnönü’nün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kodlarının yazılmasına şahitlik eden ve önemli katkılar sunan bir lider olduğuna işaret ederek konuşmasına başlayan Dr. Resul Yavuz, “İsmet İnönü’yü anlamadan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki sıkıntıları ve çabaları anlayamayız. Bugün, hayatının son anına kadar çok şey kaydeden Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bir liderini anacak, onu anlamaya çalışacağız,” dedi.
Doç. Dr. Resul Yavuz, panelistler arasında ilk konuşmayı gerçekleştirmek üzere İzmir Demokrasi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beral Alacı’ya söz verdi. Doç. Dr. Beral Alacı, İsmet İnönü’nün biyografisinden kesitler sunarak cumhurbaşkanlığı ve başbakanlığı döneminde neler yaptığını anlattı. “İsmet İnönü, Osmanlı İmparatorluğu’nun bunalımlı ve problemli bir döneminde başarılı bir öğrencilik hayatı geçirmiştir,” diyen Doç. Dr. Beral Alacı, bu durumun o dönemde yaşayan birçok genç gibi, İsmet İnönü’nün de sorunlara çare bulmaya çalışan bir genç olarak olgunlaşmasını sağladığını ifade etti.
Daha sonra İsmet İnönü’nün askerlik döneminden söz eden Doç. Dr. Beral Alacı, “İsmet İnönü ve Mustafa Kemal Paşa sık sık şişlideki bir evde buluşup Kurtuluş Savaşını tasarlamışlardır. İsmet İnönü, İstanbul’un işgalinden sonra zahmetli bir yolculuğun ardından Ankara’ya gelmiş TBMM’nin açılışına katkı sağlamıştır. Kurtuluş savaşında da Batı Cephesi komutanlığı yapmıştır. I ve II. İnönü muharebelerini kazanmıştır. Türk bağımsızlık mücadelesinin siyasi yönden de güvence altına alınmasında Lozan görüşmeleri sonrası tarihe ismini altın harflerle yazdırmıştır. İsmet paşa kıvrak zekasıyla Lozan’da çok büyük bir barış anlaşması imzalamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile birlikte Malatya Milletvekili olarak ilk Başbakanlık görevine getirilmiştir.
“İnkılapların birbiri ardına yapıldığı dönemde bütün problemleri keskin devlet adamı zekasıyla başarıyla sonuçlanmıştır,” diye sözlerine devam eden Doç. Dr. Beral Alacı, “Atatürk ve İsmet İnönü yeni devletin kuruluşunda belli başlı amil olmuştur. Atatürk, İnönü’den bahsederken, “Çankaya’da rahat edebiliyorsam ismetin sayesindedir,” demiş, ondan daima övgüyle söz etmiştir. Altı yıl süren 2. Dünya Savaşı’nda çok başarılı bir dış politika izleyen İsmet İnönü, Türkiye’yi savaşın dışında tutmuştur. İnönü’nün hayatı adeta bir devrin akışıdır. Asker, diplomat ve devlet adamı olarak ülkenin kaderini tayin eden kişilerden biri olmuştur. “İktidarda değil, itibarda kalmak,” diyerek iktidar dönemini bitirmiştir,” dedi.
Onyedi Eylül Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karayaman, ikinci konuşmacı olarak söz aldı. Prof. Dr. Mehmet Karayaman, konuşmasında daha çok İsmet İnönü’nün muhalefetteki dönemine yer verdi. “Şöhret ve mevki gitmişken İsmet Paşa’yı analiz etmeye çalışacağım,” ifadesinde bulunan Prof. Dr. Mehmet Karayaman, “İnönü sıkıntılı 2. Dünya Savaş’ı döneminde, İsmet İnönü çok partili döneme geçmeseydi belki toplumsal bir ihtilal yaşanabilirdi. Gerek iç gerekse dış konjonktürün etkileriyle İnönü bu kararı almıştır. İnönü, demokratik kararları alırken hiç çekinmemiştir. Kurmayları seçimi kazanan Adnan Menderes’i durgun ve mutsuz görmüşler, “Seçimi kazandık neden durgunsun”, diye sormuşlardır. Ortada 27 yıllık bir iktidar vardır. Adnan Menderes, İnönü iktidardan İnecek mi diye düşünmektedir. Tabi ki İnönü koltuğunu hiç vakit kaybetmeden devretmiş ve o meşhur sözünü söylemiştir; “Benim mağlubiyetim, en büyük kazancımdır.” İnönü, muhalefetin de en az iktidar kadar kıymetli olduğunu o dönemde attığı adımlarla göstermiştir. İktidar da nasıl bir çizgi izlediyse, muhalefette de aynı kişisel çizgisinden çıkmamıştır. Altını çizmek gerekir ki İnönü çalıp çırpmamış, yedi sülalesini zengin etmemiştir. İnönü, “Bir ülkede namuslu insanlar, namussuzlar kadar cesaretli olmazsa o ülke kurtulmaz,” demiştir. Ruhu şad, mekânı cennet olsun,” dedi.
Panelistlerden son konuşmayı, Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakkı Uyar gerçekleştirdi. Prof. Dr. Hakkı Uyar, İsmet İnönü ve Celal Bayar ilişkisi üzerinden İsmet İnönü değerlendirmesinde bulundu. “Siyasal çatışmalar üzerinde değil, barışmalar üzerinde durmak istiyorum,” sözlerine yer vererek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Hakkı Uyar, “Celal Bayar ve İsmet İnönü, farklı siyasal ideolojilere sahip olsalar da memleketin geleceği için kaygılanmışlardır. Celal Bayar ittihatçıydı. İsmet Paşa, Celal Bayar’dan ilk kez 1920 de söz etmiş, ince bir şekilde eleştirmiştir. Aralarında rekabete dayalı bir ilişki vardır. Devletçilik ve ekonomi politikalarında ayrışmışlardır. Atatürk’ün vefatının ardından İnönü, barışma siyasetini devam ettirdi. Kazım Karabekir ve Rauf Orbay siyasal sisteme eklemlendiler. Bu barışma siyaseti, Cumhuriyetin kurucularının zihniyet dünyasını bize göstermesi açısından anlamlıdır. Hatta İnönü, 1960’ların ikinci yarısında Celal Bayar ile barışarak onun siyasal haklarını kazanmasına öncülük etmiştir. Benzer şekilde hakem cumhurbaşkanlığı işlevini Atatürk 1930’da SCF deneyimi sırasında İsmet Paşa-Ali Fethi Bey arasında yaparken; İsmet Paşa da aynı hakemliği 1947’de Celal Bayar ile Recep Peker arasında (12 Temmuz Beyannamesi) yaptı. C bayar ve İnönü barışması anlayabilmek Türk siyasetinde barış ve uzlaşma kültürünün gelişmesi açısından çok önemlidir,” ifadesinde bulundu.
İsmet İnönü’nün sağlığındayken hükümetin değiştiğini görmek isteyen bir lider olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hakkı Uyar, “İsmet Paşa hükümetin başındayken vefat etseydi ülkede kaos olacağını biliyordu. İsmet İnönü’nün çok partili döneme geçmesi, o dönemin son devrimiydi. Bugün hala seçimle iktidarı değiştirebilecek miyiz konusunu tartışıyorsak İsmet Paşa’nın nasıl bir devrimci olduğunu görmeliyiz. Ayrıca, İsmet Paşa’nın ilk darbe girişimini önlediğini ve ilk koalisyon hükümetini kurduğunu hatırlatmak gerekiyor. İnönü, memlekette kin gütme davasını bitirmek istemiştir,” sözleriyle konuşmasını noktaladı.
Konuşmaların ardından soru-cevap kısmına geçildi. Panelin sonunda, Bandırma Belediye Başkan Yardımcısı Aydın Yağar tarafından Bandırma Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun ve Bandırmalılar adına, Bandırma Vapuru ve Son Kurşun Anıtı figürlü kabartma tablo panelistlere hediye edildi.